Birleşik Krallık’ın Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Taraflar Konferansı (COP26) Bölgesel Büyükelçisi Sir Laurie Bristow, 1-12 Kasım 2021’de ülkesinin ev sahipliğini yapacağı COP26’nın yanı sıra bugün başlayan İstanbul ve Ankara temasları hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Söz konusu ziyaretin, iklim değişikliğiyle ilgili bir dizi konuyu görüşmek için bir fırsat olduğunu belirten Bristow, "Türkiye harika bir ülke. 20 yıl önce Ankara’da çalışıp, yaşadım ve burada muhteşem zaman geçirdim. Fakat ne yazık ki ülke, iklim değişikliğinin olumsuz etkileri karşısında hassas konumda." ifadelerini kullandı.
Bristow, bunun, sadece Türkiye’ye has bir durum olmadığına ve iklim değişikliğinin "küresel tehdit" olduğuna işaret ederek, "Dolayısıyla ziyaretimin ve bölgesel COP26 elçisi olarak görevimin de odağı, ülkeleri bu tehditle mücadelede birlikte çalışmaya teşvik etmek olacak." diye konuştu.
Ziyareti sırasında, bu konularda neler yapabileceğinin ele alınacağına değinen Bristow, "İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum son derece önemli. Zira artık bu, çok uzak geleceğe ait bir tehdit değil." dedi.
Bristow, aşırı hava olaylarının gittikçe arttığına da dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kısa bir süre önce Karadeniz Bölgesi’nde yıkıcı sel felaketleri yaşadık. İklim değişikliği aynı zamanda Türkiye’nin güney sahil şeridindeki tarım ve turizm sektörlerini de olumsuz etkilemekte. Ülkelerimizin, riskleri azaltmak ve değişikliklere uyum sağlamak için birlikte çalışması gerekiyor. İklim değişikliğinin ekonomiler ve özellikle de toplumun en kırılgan kesimleri üzerinde oldukça olumsuz etkileri var. Hem iklim eylemini ve hem de iklim değişikliğiyle mücadele istekliliğimizi güçlendirmek için birlikte çalışmamız gerekiyor."
Ziyaret kapsamında, Türkiye’de bu konuda devam eden çalışmalar hakkında da bilgi almak istediğini belirten Bristow, "Türkiye temiz enerji konusunda harika bir ilerleme kaydetti ve bu da insanların hayatlarında gerçekten bir fark yaratıyor. Ayrıca, yürütülen sıfır atık kampanyaları tüm ülke genelinde kirliliğin azaltılmasına yardımcı oluyor." değerlendirmesinde bulundu.
Bristow, bu tür faaliyetlerin geçekleştirildiğini görmenin, çok cesaret verici olduğunu dile getirerek, herkesin her zaman için yapabileceği daha fazla şey olduğunu aktardı.
Büyükelçi Bristow, 1-12 Kasım 2021’de Glasgow’da yapılacak COP26’nın bu yıl, COP21 sırasında imzalanan Paris Anlaşması’nın 5’inci yılında gerçekleştirilmesinin planlandığını fakat yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle konferansın ertelendiğini anımsattı.
"Fakat bu konudaki taahhüdümüz ve hedeflerimiz aynen devam ediyor." diyen Bristow, konferansın, iklim değişikliğiyle mücadele istekliliğinin daha da artırılmasına odaklanacağının altını çizdi.
Bristow, "Paris Anlaşması’nın imzalanmasından bu yana 5 yıl geçti ve artık dünya ülkelerinin amaçlarını, acil bir iklim eylemine duyulan ihtiyacı yansıtacak şekilde güncellemesi gerek." ifadesini kullandı.
Türkiye’nin, Paris Anlaşması’na taraf olmadığına fakat yine de iklim eylemini teşvik etmek istediğine dikkati çeken Bristow, bunun yapabilmesi için de belirli konulara yoğunlaşacaklarını kaydetti.
Bristow, Kovid-19 sonrasında tüm ekonomilerin toparlanmaya çalışacağına işaret ederek, "Bu toparlanma süreci, temiz büyüme sektörlerine dayalı olmalı. İşte bu temiz toparlanma bizim temel odak noktamız. COP26, hükümetler, iş dünyası, kalkınma teşkilatları ve toplumdaki herkes için gelecek kuşaklar adına çevremizi koruyacak kalıcı değişikliği nasıl sağlayacağımız üzerine yoğunlaşmak açısından fırsat sunacak." dedi.
Büyükelçi Bristow, COP26 Başkanı olarak Birleşik Krallık’ın taahhütlerine ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:
"Birleşik Krallık olarak iklim eylemini hızlandıracak, daha fazla istekliliği mümkün kılacak ve sürecin ileriye taşınmasına güç verecek dengeli bir müzakere çıktısıyla bunun bir parçası olarak ’Paris kurallar kitabının’ askıda kalan maddeleri üzerinde mutabakat sağlamak suretiyle, Paris Anlaşması’nın ve Sözleşmesi’nin tam olarak hayata geçirilmesi konusunda kararlıyız. Bunu yaptığımızda, Paris’ten bu yana geçen 5 yılın sonunda, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) süreçlerinin öneminin devam ettiğini de gözler önüne serebileceğiz. COP Başkanlığımız uyum, azaltım ve finans olarak belirlediğimiz üç ana eksenin her birinde daha da iddialı olmak suretiyle Paris Anlaşması hedeflerinin gerçekleştirilmesine yönelik ilerlememizi hızlandıracak."
Bristow, uyum, iklim değişikliğine dirençlilik, kayıp ve zarar konusunda eylemi hızlandırmanın öncelikleri olacağını belirterek, iklim riskinin karar verme mekanizmalarının merkezine koyulduğu sürece, BMİDÇS süreçlerinin, ülkelerin eylemlerini kolaylaştırmasını istediklerini kaydetti.
Büyükelçi Bristow, "Sıcaklık artışını 2 derecenin bir hayli altında tutmak ve 1,5 dereceyle sınırlandırmak için en iyi çabaları sergilemek adına bütün dünyanın bir araya gelmesi ve yenilenmiş eylemlerle harekete geçmesi hayati bir önem taşıyor. Paris Anlaşması çerçevesinde verdiğimiz taahhütleri yerine getirmemize yardımcı olmak üzere her ülkeyi 2020 yılında, daha iddialı ulusal katkılar (NDCler) ve net sıfır emisyona yönelik uzun vadeli stratejilerini ortaya koymaya davet ediyoruz." dedi.
COP26’nın ev sahibi olarak Birleşik Krallık’ın, yeşil enerjiye geçiş için örnek teşkil edecek şekilde liderlik etmeye çalışacağını ve güçlü temeller üzerinde ilerlediğini belirten Bristow, ülkesinin ekonomisinin, 1990-2018 yıllarında yüzde 75 oranında büyürken, emisyonun yüzde 43 oranında azaldığı bilgisini paylaştı.
Bristow, "Geçtiğimiz yıl, 2050 itibarıyla net sıfır emisyon için yasal düzenlemeler yaptık ki bu konuda yasal bağlayıcılığı olan bir hedef belirleyen ilk büyük ekonomiyiz." ifadesini kullandı.
Yurt içinde "temiz büyüme"ye geçişi hızlandırmaya devam edeceklerini ve bunu uluslar arası olarak da gerçekleştirilebilmesi için ortaklarıyla birlikte çalışacaklarını belirten Bristow, şunları kaydetti:
"2021-2025 yıllarındaki dönemde iki katına çıkartıp 11,6 milyar GBP (sterlin) seviyesine getirme taahhüdü verdiğimiz uluslar arası iklim finansmanı desteğimizi sürdüreceğiz. Temiz büyümenin faydalarını yakalamak ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlamak için tüm tarafları, hükümetleri, bölgeleri, iş dünyasını ve vatandaşları seferber etme gayretinde olacağız."
(AA)