Konuşmasında insanlık tarihin en eski enerji kaynaklarından biri olan rüzgarın daha profesyonel bir şekilde kullanılmasının önemine işaret eden Yıldız, Türkiye’nin ürettiği enerjinin dörtte birinin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandığı dile getirdi.
’’Yenilenebilir enerji kaynaklarının oranını Türkiye’nin büyüme hızıyla aynı oranda artırmak istiyoruz’’ diyen Yıldız, Türkiye’deki büyüme hızının kurulu güçte 2012’de yüzde 8,1 gibi yüksek bir noktada gerçekleştiğini, bazı ülkelerde bunun sabit kaldığı düşünüldüğünde 1 yıl için bu rakamın çok değerli ve önemli olduğunu kaydetti. Yıldız, kurulu güçte 4 bin 150 megawattlar civarında artış olduğunu kaydetti.
Rüzgar enerjisi kullanımında iki önemli nokta olduğuna dikkati çeken Yıldız, bunların, sektörün nasıl sübvanse edileceği ve kendi ayakları üzerinde durup duramayacağı ile rüzgar enerjisinden sağlanan kaynağı kimlerin kullanılacağı olduğunu belirtti. Yıldız, Türkiye’de konunun tüm taraflarının faydasına olan bir yapı oluşturduklarını ifade etti.
Avrupa’da bazı ülkelerin verdiği sübvansiyonlardan geri dönüş hazırlıklarını tamamladığını, bazılarının verdiği fiyatları indirmeye başladığını ifade eden Yıldız, çünkü işin başında ortaya konulan sistemin sürdürülebilir olmadığına dikkati çekti. Yıldız, şöyle konuştu:
’’Öyle ülkeler var ki 50 milyar avro civarında yenilenebilir enerji kaynaklarının sübvansiyonu için fon ayırabiliyorlar. Şu anda global krizin tehdidi altındaki bu ekonomiler enerjide aldıkları bu ulusal kararları tekrar gözden geçirmeye başladılar. Türkiye bu manada aldığı kararın arkasında ve uluslararası sermayeye, yatırımcıya da bu mesajını sürekli ve sürdürülebilir halde vermeye davam ediyor. Türkiye’de şu anda yılda 500 megawatt civarında bir rüzgar enerjisi devreye giriyor. Bu rakam daha da artırılamaz mı- Daha da artırılmalıdır.’’
Bu alanda yapılan düzenlemelere ilişkin bilgiler veren Yıldız, 1 ay içerisinde ister tarifelerini yüksek tutmaktan kaynaklanan sebeplerle ister başka gerekçelerle olsun o projelerin devredilebileceğini, böylece gerçek yatırımcılar ortaya çıkacağını, lisans ticaretinin engelleneceğini ve gerçekleşmelerin artacağını söyledi. Yıldız, ön lisans kavramının da bu yönde etkisi olacağını belirterek, ’’Eğer bu işin ticareti yapılacaksa kamu tarafından yapılır’’ dedi.
Bakan Yıldız, rüzgar enerjisiyle ilgili 180 civarında sektör oyuncusu olduğunu, bu kuruluşlarla rüzgar enerjisinin 2023 yılında kadar 20 bin megawattlarlar seviyesinde gerçekleşmesinin beklendiğini bildirdi.
Bunların çevreye rağmen değil çevreyle gerçekleşecek projeler olduğunu vurgulayanYıldız, ’’Ancak öyle ikazlarla karşılaşıyoruz ki rüzgarın kuşlara zarar verdiğine dair. Bizler 4 ana göç yolu üzerinde rüzgar enerjisiyle alakalı çalışma yapıyoruz. Çevre de bizim. Göç yollarındaki kuşların hayat hakkını korumamız lazım. Bütün faktörleri dikkate alan bir yapıyı kurguladığımızı belirtmem gerekiyor’’ diye konuştu.
Taner Yıldız, sektöre destek olma açısından 10 yıl alım garantisinin devam ettiğini, yerli yatırımcılar için ayrıca teşvikler bulunduğunu belirtti.
-’’ENI ŞİRKETİ İLE TÜRKİYE’DEKİ PROJELERİNİN RAFA KALDIRILMASI DA DAHİL TÜRKİYE’DE ÇALIŞMAMA KARARI ALDIK’’
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, tüm uyarılara rağmen ENI şirketinin, Güney Kıbrıs ile Akdeniz’deki uluslararası sularda petrol ve doğalgaz arama çalışmalarına devam ettiğini anlatan Yıldız, bu nedenle söz konusu şirketle çalışmama kararı aldıklarını bildirdi. Yıldız, ’’ENI şirketi ile Türkiye’deki projelerinin rafa kaldırılması da dahil Türkiye’de çalışmama kararı aldık’’ dedi.
Samsun-Ceyhan arasına inşa edilecek ham petrol boru hattı projesinin Çalık Holding ile birlikte ENI’nin de görev aldığını hatırlatan Yıldız, Çalık’ın bu konuda kendi değerlendirmesini yapacağını ancak kendilerinin bu şirketi tercih etmediklerinin altını çizdi. Bakan Yıldız, Kıbrıs açıklarında bulunacak kaynakların ya tüm Kıbrıs tarafından kullanılması ya da bu çalışmaların yapılmaması gerektiğini vurguladı.
-İSRAİL’İN ÖZÜR DİLEMESİ-
İsrail’in özür dilemesinin enerji sektörüne yansımaları konusundaki sorular üzerineYıldız, bazı yorumların aksine İsrail’in özür dilemesinin enerji projeleriyle bir ilgisi olmadığını belirtti. Yıldız, ’’Bu siyasi bir konudur, enerji sektörüyle doğrudan bir ilgisi yok’’ değerlendirmesinde bulundu. Yıldız, bundan sonraki süreçte ise enerji sektöründe bir işbirliğinin ortaya çıkıp çıkmayacağının önümüzdeki süreçte belli olacağını kaydetti.
Yıldız, çözüm sürecinin yer altı kaynaklarının kullanımında yaratacağı etkinin sorulması üzerine, bu süreçte birlikte başta kömür olmak üzere birçok yer altı kaynağının hızla kullanılmasının hayata geçeceğine inandığını söyledi.
Bakan Yıldız, Petrol Piyasası Kanunu’nun da iki hafta içerisinde TBMM Genel Kurulu’ndan geçmesini beklediklerini sözlerine ekledi.
KAYNAK:Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı