- Yönetim kurulu olarak KKTC’ye gidiyoruz. Orada hem yönetim kurulu toplantısı yapacağız, hem de Adnan İğnebekçili’ye veda yemeği düzenleyeceğiz. Ayrıca sektörümüz çevreye saygı konusunda neler yapıyor. Başka neler yapabilir. Bu konuda uzmanları dinleyeceğiz.
Mustafa Güçlü’nün çağrısına uydum, geçen cumartesi günü KKTC’ye gittim. Cratos Hotel’e vardığımda onlar yönetim kurulu toplantısını ve İğnebekçili’ye veda yemeğini geride bırakmıştı. Doğrudan çevreyle ilgili toplantıya katıldım.
TÇMB Başkanı Mustafa Güçlü, toplantıyı açış konuşmasında çimento sektörünün yakıt açısından çevreci yönüne dikkat çekti:
- Çimento, atık bertarafı konusunda en kabiliyetli sektör. Çoğunlukla endüstriyel atıklar çimento fabrikalarının yakıtları arasında yer alıyor. Şimdi kanalizasyon çamuru da yakıtlarımız arasına girdi. Sektörümüzün bir temsilcisi kanalizasyon çamurunu yakıta dönüştürmek üzere yatırım yaptı. Ayrıca, fabrikalarımızdaki atık ısı elektrik enerjisine de dönüşüyor.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) başkanlığı yıllarından tanıdığım Nuh Çimento Yönetim Kurulu Başkanı Atalay Şahinoğlu, kanalizasyon çamuru konusunun üzerine gitmemi istedi:
- Mustafa Güçlü’nün bahsettiği kanalizasyon çamurunu çimento fabrikasında yakıta dönüştüren şirket biziz.
- Kanalizasyon çamurundan ne kastediliyor?
- Bizim örneğimizde Kocaeli’nin kanalizasyon çamuru anlamına geliyor. Senin anlayacağın, “dışkı hülasası”nı kurutup fabrikamızda yakıt olarak kullanıyoruz.
- Bunun için ne kadar yatırım yaptınız?
- 25 milyon doları buldu. Kocaeli Belediyesi bizden bu konuda istekte bulundu. Araştırdık, dünyadaki örneklerine baktık. Hatta Avrupa’dan bu konuda kaynak kullandıran bir kuruluştan çok uygun koşullarda 10 milyon Euro aldık. Adamlar bizim yatırımı yapacağımıza pek inanmadılar ama şu anda dışkı çamurunu fabrikamızda yakıyoruz.
- Başka çimento fabrikaları arasında bunu yapan yok mu?
- Endüstriyel atıkları yakıt olarak kullananlar var ama bizim gibi dışkı çamuruna yatırım yapan yok.
- Sözünü ettiğiniz yatırımı yapmış olmaktan memnun musunuz?
- Çok doğru bir iş yaptığımızı düşünüyoruz. Başlangıçta fabrikamızın bulunduğu Hereke’deki komşularımızdan koku şikayeti geldi. Haklılardı, sonuçta dışkı hülasasını işlemden geçirirken bir koku ortaya çıkıyordu. Onu da ortadan kaldıran önlemler aldık.
- Sektörünüzdeki diğer çimento şirketlerine önerir misiniz?
- Ben hep anlatıyorum. Sen de yazarsan bu yatırımı yapan arkadaşlar olacaktır.
Mustafa Güçlü’nün Genel Koordinatörlüğünü yürüttüğü Çimentaş’ın Manisa’da Süreko adıyla endüstriyel atıkları değerlendiren bir fabrika kurduklarını biliyorum. Açılışını Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın yaptığı Süreko, endüstriyel atıkları ayrıştırıyor, yeniden kullanılabilecek olanları ayrıştırıp, ilgili kuruluşlara gönderiyor. Kalanı çimento fabrikalarında yakıta dönüştürüyor. Çimentaş’ın Hereko adlı şirketi ise, şehir çöplerini değerlendirmek üzere kolları sıvamış bulunuyor.
Ben bunları anımsarken Oyak Çimento ve Otomotiv Grubu Başkanı, TÇMB Başkanvekili Celal Çağlar, bu ay sonunda yapacakları açılışla ilgili bilgi verdi:
- Aslan Çimento’da endüstriyel atıkları fabrikamızda yakıta dönüştürmek üzere 10 milyon dolarlık yatırım yaptık. Açılışını Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ün yapmasını bekliyoruz.
Dışardan bakınca çimento fabrikaları hep “çevreyi kirletiyor” izlenimi veriyor... Bu fabrikaların endüstriyel ve evsel atıklarla kanalizasyon çamurlarını bertaraf ettiklerini bilmek, o izlenimi önemli ölçüde ortadan kaldırıyor.
İhraç ürünleri için ‘Ne kadar sera gazı saldın’ sorgusu devreye giriyor
TÇMB’nin KKTC’de konuk edip dinlediği uzmanlar arasında Belçikalı ECOFYS şirketinin temsilcisi Marteen Neelis de vardı. Neels, önümüzdeki dönemde ihraç ürünleri için de “Ne kadar sera gazı saldın” gibi bir sorgunun devreye gireceğine dikkat çekti.
Sabancı Holding Çimento Grubu Başkanı Mehmet Göçmen, konuyu benim açımdan daha anlaşılır hale getirdi:
- Diyelim ki bir ülkeye bizim çimento ihracatımız artmaya başladı. O ülkedeki çimento üreticileri, bizim sera gazı karnemizi sorgulatacak. Eğer, sera gazı salımını artırarak ihracattaki büyümeyi sağlamışsak, o ülke isterse bize karşı önlem alabilecek...
Dünya karbon piyasasında 144 milyar dolar dönüyor, Türkiye 1-2 Euro’luk pazarda bulunuyor
ÇEVRE Yönetimi Genel Müdürlüğü İklim Dairesi Şube Müdür Vekili Mehrali Ecer, Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği’ne (TÇMB) yaptığı sunumda şu noktanın altını çizdi:
- Diyelim ki elinizden geleni yaptınız ve sektörünüzde sera gazı salımını en alt düzeye çektiniz. Yani, daha da indirme şansınız kalmadı. Böyle bir durumda küresel karbon piyasalarında temiz enerji üreten, atıkları bertaraf eden şirketlerin sertifikaları satılıyor. Bu sertifikalardan satın alıp, o şirketleri finanse ederek açığınızı kapatabilirsiniz.
Ecer, dünya karbon piyasasının büyüklüğünü anımsattı:
- Dünya karbon piyasalarında 144 milyar dolarlık sertifika ticareti yaşanıyor. Bunun 118 milyar dolarlık bölümünü AB ülkeleri oluşturuyor.
Ardından Türkiye’de devreye giren yenilenebilir enerji projelerinin azalttığı yıllık sera gazı miktarını verdi:
- Türkiye’de şu anda 200 dolayında temiz enerji üreten proje var. Bunların sera gazı azaltımı 11 milyon tonu aşan karbondioksite eşit.
Sonra da Türkiye’nin küresel karbon piyasalarına şimdilik gönüllü girdiğine vurgu yaptı:
- Gönüllü piyasalarda karbon sertifikaları daha ucuza işlem görüyor.
Bu konudaki son rakamları İsveç’teki Lund Üniversitesi öğretim görevlisi Murat Mirata verdi:
- Zorunlu karbon piyasalarında 1 ton karbondioksit eksiltmeye eşit bir sertifika 13-14 Euro’dan işlem görüyor. Türkiye’nin de yer aldığı gönüllü piayasada rakam 1-2 Euro’ya iniyor.
Yenilenebilir enerji üreten, atık bertaraf eden şirketler bir yandan kendi ölçeklerinde “dünyaya zarar vermeyenler” liginde yer alıyor, diğer taraftan üstüne para kazanıyor...
Kişi başı 5.3 ton karbondioksit salıp dünya sera gazı liginde 23’üncü sırada yer alıyoruz
ÇİMENTODA önde gelen gruplardan Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, Sabancı Holding Çimento Grubu Başkanı Mehmet Göçmen, TÇMB eski Başkanı Adnan İğnebekçili başta olmak üzere sektörün oyuncularının tamamına yakınının dikkatle izlediği toplantıda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü İklim Değişikliği Dairesi Başkanlığı Şube Müdür Vekili Mehrali Ecer de bir sunum yaptı:
- Türkiye’nin sera gazı salımı yılda kişi başına 5.3 ton karbondioksit düzeyinde. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ortalaması 10.2 ton, OECD ortalaması 15 ve ABD’de ise 20 ton düzeyinde bulunuyor. Böyle bakınca Türkiye’nin karbondioksit salımı düşük kalıyor. Ancak ülkemiz büyüdükçe bu miktar da artıyor.
Türkiye’nin dünya sera gazı ligindeki konumunu İsveç’teki Lund Üniversitesi öğretim görevlisi Murat Mirata ortaya koydu:
- Türkiye’nin sera gazı salımı son 20 yılda iki katına çıktı. Şu anda Türkiye, dünya sera gazı salımı liginde 23’üncü sırada bulunuyor.
Kyoto Protokolü’ne imza atan 193 ülke (ABD imzalamadı) ülkeler arasında bulunan Türkiye’nin bu konuda daha sorumlu davranması gerekecek dönem giderek yaklaşıyor.
Genel Koordinatörlüğünü Oğuz Tezmen’in yürüttüğü TÇMB’nin üyelerini sera gazı konusunda daha fazla bilgilendirip, önlem almaya yöneltme çabası da bundan kaynaklanıyor.
Vahap MUNYAR - Hürriyet
23.09.2011