Rusya Ulusal Enerji Güvenliği Fonu Başkanı Dr. Konstantin Simonov salgında 2. dalga olasılığı nedeniyle tahmin yapmak güç olsa da önümüzdeki yıllarda hidrokarbon tüketiminin düşeceğini savundu. Avrupalı politikacıların 2050 yılı sonuna kadar kömürü, petrolü ve doğalgazı terk etmekten söz ettiklerini hatırlatan Simonov, “Ancak şimdi hidrokarbon, gaz, petrol ve kömürün enerji dengesindeki payı Avrupa’da yüzde 75, Türkiye’de ise yüzde 85. Bunu hızlıca değiştiremeyiz” dedi.
Kömür Türkiye için ekonomik tercihti
Dr. Simonov, dünya genelinde kömüre bağımlılığın halen yüksek seviyelerde bulunduğuna dikkat çekerek “Yenilenebilir, nükleer ve doğalgazda ise artış var. Sosyal yapılar değişiyor, artık daha küçük ve çok sayıda hane var, bu gibi değişiklikler talepte artışa neden oluyor. İnsanlar da artık daha temiz bir enerjiden yana, bu yüzden doğalgazın gelecek enerji denklemlerindeki yerini koruma şansı çok yüksek” dedi.
Yeşil Mutabakat, hidrokarbonu zorlayacak
Emekli Büyükelçi Mithat Rende, yaptığı konuşmada bugün piyasada özellikle ABD kaya gazından üretilen büyük bir LNG tedariki olduğunu belirterek “Bu nedenle Rusya’nın doğudan, muhtemelen Katar’dan ve ABD’den Avrupa’ya giden LNG teslimatıyla nasıl rekabet edeceğini düşünmeleri gerekiyor. Yeni Green Deal (Yeşil Mutabakat), gaz dahil hidrokarbon kaynakları için bir zorluk teşkil etmekte. Rusya Federasyonu’nun bunun hakkında düşünmesi gerekeceğini düşünüyorum ve umarım Türkiye de dahil olmak üzere yeni sözleşmeleri müzakere etmenin iyi bir yolunu bulacaklar” dedi.
Boru gazında güçlü toparlanma beklenmeli
EastWest Enstitüsü Kıdemli Araştırmacısı Dr. Danila Bochkarev, Avrupa’da doğalgaz tüketiminin ilk 5 ayda 90 milyar metreküp (yüzde 8) azaldığını belirterek, “İkinci bir dalga da dikkate alınarak 2020 için sadece yüzde 7’lik düşüş tahmin ediliyor. Öte yandan LNG tüketiminin Avrupa’da bile artması bekleniyor. Yaşadığımız nispeten düşük fiyat ortamında boru hattı gazı LNG’ye göre oldukça avantajlı. Bu nedenle, boru hattı gazında belki de daha güçlü bir toparlanma görmeliyiz” dedi.
Gazprom ticarette tutuk değil, rekabetçi
GazDay Genel Müdürü Mehmet Doğan, Rusya’nın doğalgaz ticaretine ve rekabete yaklaşımını değerlendirirken, Gazprom’un ilk olarak 2010 yılında yüzde 15’i spot bileşen olmak üzere HUB endekslemesini duyurduğunu, 2015-2016 yıllarında ise Avrupa’da açık artırma usulü satışa başladığını hatırlattı. Gazprom’un 2018’de ise kurduğu elektronik gaz satış sistemi üzerinden Avrupa’ya gaz satışına başladığını anlatan Mehmet Doğan “Yani işin ticaret kısmında hiç de tutuk değil, aksine rekabetçiler. Asıl soru, aynı uygulamaları Türkiye için de hayata geçirip geçirmeyecekleri” dedi.
Rus Gazprom’un LNG ile imtihanı
Mehmet Doğan geçmişte spot gaz piyasası olmadığı için farklı tipte kontratları görüşebilecek bir pozisyonda olmayan Türkiye’nin spot boru gazı ithalatı için gereken düzenlemeleri de yeni tamamladığını söyledi. Doğan “Şimdi Türkiye, Gazprom’un LNG tedarikçileriyle rekabet etmesini bekliyor. Türkiye uzun süreli kontratlara bağlılığını azaltmak amacıyla giriş kapasitesini iki buçuk kat artırdı ve büyük bir başarıya imza attı. 2021 sonrasında Gazprom ve LNG tedarikçileri arasında sıkı bir rekabet izleyeceğimizi düşünüyorum” diye konuştu.
Dr. Danila Bochkarev sıvılaştırılmış doğalgazı (LNG) daha ucuz bir opsiyon görmenin bir yanılsamadan ibaret olduğunu savunurken şöyle dedi: “Özellikle de boru gazı bağlantısı olmayan yerlerde fiyatların aşırı yükseldiği durumlar yaşandı. Örneğin Boston’da alternatif doğalgaz kaynakları olmadığı için LNG fiyatı asla arzu edilen fiyatlara düşmedi. Sonuç olarak Gazprom’un bu alandaki rakiplerinden Novatek buraya gemiyle LNG ihraç etti. Benzer durum 2017’de Fransa’nın güneyinde de yaşandı.”
Rusya’nın LNG piyasasındaki rolünün giderek arttığını vurgulayan Dr. Bochkarev, “Novatek’in ne kadar iddialı olduğu ortada. Birçok Rus şirketi aldığı vergi indirimi nedeniyle Novatek’e imrenerek bakıyor ve rekabette ek avantaj elde ettiğini öne sürüyor. Ancak işlerini iyi yapıp paylarına düşeni alıyorlar. Özellikle Singapur gibi Asya ülkelerinde son derece önemli projelere imza atıyorlar” dedi.
Boru gazına karşı LNG esnekliği
Gazprom’un gelecekteki pazarlıklarında BOTAŞ’a karşı daha cömert davranması gerektiğini ifade eden Emekli Büyükelçi Mithat Rende, şöyle konuştu: “Geçmişte Türkiye LNG giriş ve depolama kapasitesi konusunda istenilen noktada değildi. Şimdi ise FSRU’larımız mevcut ve hatta yeni bir tane daha yapılması planlanıyor, depolama kapasitemiz artacak. Böylece Türkiye daha fazla LNG alımı gerçekleştirip boru gazına karşı daha esnek bir yapıya kavuşmaya hazırlanıyor. Bu yüzden umuyorum ki BOTAŞ 2021’de Gazprom ile masaya oturduğunda orta ya da kısa süreli kontratlara imza atar.”
Türkiye’nin giriş/alış kapasitesi arttı
GazDay Genel Müdürü Mehmet Doğan, 2021 ve 2025 yıllarının Türkiye’nin Rusya ve İran ile doğalgaz kontratlarını yenileme dönemleri olduğunu hatırlatarak “Ben BOTAŞ’ın yerinde olsam, kontratları yenilemem ancak Gazprom’un burada doğalgazı daha rahat ve rekabetçi fiyatlarla satabileceği bir alan açmaya çalışırım. Gazprom yanaşmazsa Türkiye diğer LNG tedarikçilerine yönelebilir. Bana 2016’da sorsanız ‘Türkiye, Rus doğalgazı olmadan yapamaz’ derdim. Çünkü giriş kapasitemiz 200 milyon metreküp ile sınırlıydı. Ancak 2025 itibarıyla günlük giriş kapasitemiz 538 milyon metreküpe ulaşacak. Ayrıca Türkiye boru gazını spot olarak alabilecek durumda. EPDK her ay talebi açıklıyor. Gazprom da bu ihalelere katılarak Türk piyasalarına doğrudan satış yapabilir ve LNG ile rekabet edebilir” dedi.
“Sadece cam sanayii Yunanistan gücünde”
Türkiye’nin boru gazı yerine LNG’ye yönelebileceğini yineleyen Mehmet Doğan “LNG daha ucuz çünkü sıvılaştırma teknolojileri gelişiyor ve maliyetler düşüyor. Gaz türbinleri kullanarak sıvılaştırmada yakılan gazın heba olmaması sağlanıyor. Yani rekabet artsa da Gazprom’un Türkiye’yi kaybetmemesi lazım. Çünkü Türkiye çok önemli bir pazar. Sadece Türk cam endüstrisinin doğalgaz tüketimi Yunanistan’ın toplam tüketiminden fazla. Ruslar rekabete hazır olmalılar zira rekabet olacak” diye konuştu.
”Gazprom daha esnek tutum takınacak”
Rusya Ulusal Enerji Güvenliği Fonu Başkanı Dr. Konstantin Simonov, Türkiye ile Rusya arasındaki kontratlarda yer alan “al ya da öde” şartının zaman zaman devreye girebildiğini hatırlatarak “Evet, Türkiye’nin durumu çok rahat değildi. Şimdi ise arz seçenekleri söz konusu. Bundan dolayı Türkiye’nin eli rahatlayacak. Ancak ortada imzalanmış kontratlar var. Bunların süresi dolduğunda tabii ki piyasa şartlarında değişiklikler olacak. Spot gaz seçenekleri artacak. O gün geldiğinde şüphesiz Gazprom da daha esnek bir tutum takınacaktır” dedi.